Son yıllardaki çabalarımıza kadar, ülkemizde davranışçılığa ve davranışsal yaklaşıma yönelik ilgi maalesef B.F. Skinner’in edimsel koşullanma ilkelerini ortaya koyduğu dönemle sınırlıydı. Hem akademik hem de klinik alanda son 60 yılda davranışçılığın içinde bulunduğu gelişme; herhangi bir kurumsal ilgiye muhatap olmadı. Bununla birlikte, ABD başta olmak üzere dünyada İlişkisel Çerçeve Kuramı’nın (Relational Frame Theory, RFT) ve Kabul ve Kararlılık Terapisi’nin (Acceptance and Commitment Therapy, ACT) geliştirilmesi ve son 30 yılda bilimsel ortamda var olması, insan davranışı ve psikopatoloji ile ilişkili alanlarda giderek artan bir etkiye yol açtı. Bağlamsal Bilimler ve Psikoterapiler Derneği; Kabul ve Kararlılık Terapisi, İlişkisel Çerçeve Kuramı ve davranışçılığın ilgili alanlarına gönül veren bir grup psikiyatrist ve psikolog tarafından 2013 yılında Bağlamsal Davranış Bilimleri Derneği’nin (Association for Contextual Behavioral Science) resmi Türkiye Temsilciliği olarak başlayan bir yolculuğun halihazırdaki son durağıdır. Bilimsel metodolojide bir felsefi model olarak Bağlamsal Davranışçı (Contextual Behaviorism) yaklaşımın ve bu yaklaşımın ürünleri olan ACT ve RFT’nin ülkemizde gelişmesi ve yayılması için uygun ortam ve imkanların hazırlanmasını değerleri doğrultusunda bir çaba olarak gören derneğimiz 2016 yılında faaliyetlerine başladı.
Bu amaç doğrultusunda paneller, kurslar, atölye çalışmaları, bilimsel araştırmalar, laboratuvarlar, çalışma birimleri vb. faaliyetleri yürüten derneğimiz; ülkemiz psikiyatri ve psikoloji alanında bulunan büyük bir boşluğu elinden geldiğince doldurmaya gayret etmektedir.
İnsan davranışı ve psikopatolojisine önem veren herkesi küçük ama anlamlı şeyler yapmak için bizimle elbirliği yapmaya ve bu yolda yürümeye davet ediyoruz.
Bağlamsal Bilimler ve Psikoterapiler Derneği
Yönetim Kurulu
TÜRBAD ARAŞTIRMACI ÖDÜLLERİ
Bağlamsal Bilimler & Psikoterapiler Derneği olarak bağlamsal bilimler alanında yapılan bilimsel çalışmaları teşvik etmek amacıyla 2019 yılından itibaren TÜRBAD araştırmacı ödülleri vermekteyiz. Bütün bilim insanlarının araştırmalarına açık olan ödüller, önceleri ödül komitesinin yerli güncel literatürü araştırması ile sahiplerine verilmişti. Sevinerek belirtmeliyiz ki bağlamsal bilimler alanında yürütülen bilimsel çalışmaların artması, ilgili tüm çalışmaların arama motorlarında yer almaması ya da geç yer alabilmesi sebebiyle bu yıl diğer bilim insanlarından da öneri toplanmasına karar verilmiştir.
TÜRBAD araştırmacı ödülleri üç kategoride dağıtılmaktadır:
Bu yılki TÜRBAD ödüllerimiz; ödül mektubu, çevrim içi ortamda duyuru ve TÜRBAD’ın katkı verdiği eğitim veya kongrelerde geçerli 3000tl’lik hediye çekidir.
Kendi çalışmalarınızı önerebileceğiniz gibi ödüle layık olduğunu düşündüğünüz güncel çalışmaları da bildirebilirsiniz. Başvuru için ilgili çalışmanın 2022 yılında yayınlanmış (online veya sayıya düşmüş olması yeterdir) olması ve açık künyesinin aşağıdaki forma en geç 2 Ocak 2023 saat 24:00’e kadar girilmesi gerekmektedir.
Ülkemizde bağlamsal bilimler alanında yapılan çalışmaları yaygınlaştırmak ve desteklemek için çıktığımız bu yoldaki katkılarınız için şimdiden teşekkür ederiz.
Not: Çok yazarlı çalışmalarda ödül ilk sorumlu yazara sorularak yazarların katkısına göre sadece ilk yazara verilecek veya tüm yazarlar arasında paylaşılacaktır.
Araştırma Komitesi
Hasan T. Karatepe (MD) Ahmet Tanhan (PhD) Ahmet Nalbant (MD) Emrah Karadere (MD) Yusuf Bayar (PhD)
Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT)
Hem ülkemiz hem de dünyada giderek artan bir ilgiye mazhar olan ve ‘Üçüncü Dalga’ veya ‘Üçüncü Kuşak’ olarak adlandırılan Bilişsel Davranışçı Psikoterapi yaklaşımlarının önde gelen modeli olan Kabul ve Kararlılık Terapisi (Acceptance and Commitment Therapy ifadesindeki kelimelerin baş harflerinin oluşturduğu “ACT” kelimesi şeklinde okunur) davranışçı geleneğin takipçisi olan bir psikoterapidir.
Devamını OkuEMDR göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işlemleme ismine sahip olsa da bugünkü hali ile duyarsızlaştırmadan çok daha fazlasıdır. Terapinin kurucusu Francine Shapiro bugün yeniden isimlendirme şansım olsa duyarsızlaştırma demeksizin “yeniden işlemleme terapisi derdim” demiştir. Duyarsızlaştırma vurgusu bir bağlamda olumsuz ve kötü duygular var bunları duyarsızlaştırmalıyız etkisi hale getirmeliyiz anlamına gelmektedir.
Birçok terapi modeli “semptom”ların sıklığı ve yoğunluğunun azaltılmasına odaklanmaktadır ve danışanın daha iyi bir hayat sürmesi için bunun gerekliliğini savunur. Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT) ise radikal olarak farklı bir yerde durmaktadır. ACT’e göre nihai amaç yaşanılan ana odaklı bir biçimde değerler doğrultusundaki eylemlerin hayata geçirilmesidir. Bu amaç, ne kadar fazla semptoma sahip olduğunuzdan bağımsız olarak gerçekleştirilmeye çalışılır. ACT bu doğrultuda insanın içsel tecrübeleriyle (duygu, düşünce, travmatik anı, bedensel duyum, dürtü vb.) ilişkisini değiştirmesini sağlayacak köklü bir değişimi önermektedir. Sonuç itibari ile “iyi” hissetmek ile iyi “hissetmek” aynı şey değildir. Bu içsel tecrübelerle kurulmuş olan ilişkinin ACT müdahaleleri ile değiştirilmesi ve bunlara doğal yaşam tecrübeleri olarak bakılması zengin ve anlamlı bir yaşamın önünü açabilecektir.
Bu bağlamda ACT ve güncel davranış bilimleri birikiminin EMDR terapisindeki terapist müdahalelerinin yeniden gözden geçirilmesine ve böylece etkisinin artırılmasına faydalı olabileceği düşünülebilir. EMDR müdahaleleri ile danışanın travmatik anı ile ilişkisi dönüştürülmesi sürecinde ACT yaklaşımının kullanılması potansiyel faydaları bünyesinde barındırmaktadır. Bu çalıştayda; EMDR ve ACT terapisinin birlikte kullanımına ilişkin fikir alışverişi, potansiyel faydalarının tartışılması, olası araştırmaların planlanması amaçlanmıştır. ACT ve EMDR uzmanları buluşarak, ACT müdahalelerinin EMDR temel 8 aşamasında verimli olarak nasıl kullanabileceği, bu bağlamda bir protokolün nasıl oluşturulabileceği tartışılacaktır. Çalıştayın çıktıları olarak oluşacak öneriler bir bilimsel yazı haline getirilecek ve mümkün olursa etkisi ile ilgili araştırmalar planlanacaktır.